Afrika Kurban Yardımları:

2021 Kurban Kampanyası’nı 47 ülke ve 350 bölgede gerçekleştiren WEFA Uluslararası İnsani Yardım Organizasyonu bu sene 10 ülkeye toplamda 23 gözlemci gönderdi. Yardım çalışmaları çerçevesinde Benin’e giden Mehmet Öztürk ile bu önemli seyahati ve WEFA’nın bölgede gerçekleştirdiği yardım faaliyetlerini konuştuk. Ülke gözlemcisi Mehmet Öztürk’ün izlenimlerini sizinle paylaşıyoruz.

Çocukları Mutlu Görmek Bizleri Daha da Sevindiriyordu

Konuşmasına “Esasen yardım etmek ahlaki bir eylemdir. Bölgede olmak, muhtaç coğrafyadaki insanlara yanlarında olduğumuzu hissettirmek oldukça önemliydi.” diyerek başlayan Öztürk, yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken yaşadığı duyguları şu sözlerle ifade ediyor:

“İnsanları, bilhassa çocukları sevindirmek çok güzel bir his. O çocukların yüzünde tebessüme vesile olmak, onları mutlu görmek bizleri daha da sevindiriyordu. Yardım malzemelerini dağıtırken bir yandan da çocuklarla şakalaşıyorduk. Onlar sevindikçe biz de neşeleniyorduk. Bizler oraya çocuklara ve ihtiyaç sahibi kardeşlerimize yalnız olmadıklarını hissettirmek amacıyla gitmiştik. Her biri bizler için çok kıymetliydi. Oradaki kardeşlerimizin umut dolu bakışlarına şahit oldukça amacımıza ulaşmış olmanın huzurunu yaşıyorduk.”

 

Ülke Gözlemcisi Mehmet Öztürk yardım çalışmaları esnasında etkilendiği bir anısını da paylaşıyor bizimle:

“Benin’in Parakou kentinde zekât dağıtımlarımız esnasında yanımıza çekingen tavırlarıyla iki kardeş geldi. Zeyd ve ve Nasibe. Zeyd 5 yaşında, Nasibe ise 7 yaşında. Ablasının elini sıkı sıkı tutan Zeyd’in ürkek tavırları dikkatimi çekti. Zeyd’in gözleri görmüyordu. Kalbimde bir acı hissettim o an. Nasibe ile biraz sohbet ettik. Sonradan öğrendim ki Nasibe’nin de gözlerinde sorun varmış. Hastalıklarının ne olduğunu tam olarak öğrenemedik; ama doktorlar Zeyd için yapılacak bir şeyin olmadığını söylemişler. Bu durum beni çok üzdü. Bu çocuklarımız için mutlaka bir şeyler yapmalıydık. Nasibe ve Zeyd’in durumu hakkında WEFA Genel Merkez Projeler Sorumlusu Mehmet Bakıcı’yı bilgilendirdim. WEFA olarak çocukların tedavi masraflarını üstlenebileceklerini söylediler. O an yaşadığım mutluluğu anlatamam. İçim içime sığmıyordu.”

Afrika Kurban Yardımları

Sahip Olduğumuz Nimetlerin Sadakasını Vermeliyiz

Yardım çalışmalarını tamamlayıp geri döndükten sonra hâlâ Afrika’da yaşadıklarının etkisinde kaldığını ve sahip olduklarının kıymetini çok daha iyi anladığını söyleyen Öztürk şöyle sürdürüyor sözlerini:

“Ülke gözlemcisi olmak, yardım çalışmalarının bizzat içinde yer almak yardımlaşma konusunda daha da şuurlu olmama vesile oldu. İçinde yaşadığımız şu dünyada aslında ne kadar da çok ihtiyaç sahibi insan var. Afrika’da edindiğim tecrübeler sonucunda günlük hayatımızda ne kadar boş işlerle uğraştığımızı ve sahip olduklarımız için Rabbimize şükretmekte ne kadar da cimri davrandığımızı fark ettim. Kâinata ve insanlığa sunduğu tüm nimetler için Rabbimize şükürler olsun. Allah’a olan şükrümüzü ise -zannımca-ihtiyaç sahiplerini gözeterek, onlara yardımda bulunarak eda edebiliriz. Afrika’da yaşadıklarım âdeta ufkumu açtı diyebilirim.”

Öztürk konuşmasında WEFA’nın yardım çalışmalarına tekrar katılmak istediğini de vurguluyor:

“Kurban yardım çalışmalarında ya da başka bir yardım faaliyetinde bana tekrar ülke gözlemcisi olma fırsatı verilirse bundan büyük bir memnuniyet duyarım. Umarım en kısa zamanda tekrar gözlemci olmak nasip olur. Hangi kıtada, hangi ülkede, hangi zamanda ve hangi şartlar altında olduğunun hiçbir önemi yok. Tekrar o duyguları, o heyecanı yaşamayı çok isterim. Sadece gözlemci olduğum süre zarfında değil, yolculuğumun öncesi ve sonrası da benim için farklı heyecan ve anılar ile dolu idi. Yolculuğa çıkmadan önce yapılan hazırlıklar çok farklı hisler uyandırıyor insanda. Ülkeden döndükten sonra bile o anılar ile yaşamak, kendine pay çıkarmak, kelimelerle ifade edilemeyecek duygular uyandırıyor insanda. Bu özel hissi henüz bir ülkede yardım çalışmasına katılmamış olan kardeşlerimize yeterince aktarabilmem mümkün değil. Ancak öyle zannediyorum ki, onlar da bu güzel çalışmalara iştirak ettiklerinde ne demek istediğimi anlayacaklar.”

Paylaştıkça Çoğalır Mutluluğumuz

Son olarak şu soruyu yöneltiyoruz Mehmet Bey’e: Sizce insanlar neden başkalarına yardım etmeli, iyiliği bırakmamalı?

“Yardım etmek, paylaşmak demektir. Paylaşmak ise insanı mutlu eder, insana huzur verir. Paylaştıkça çoğalır mutluluğumuz. Biz mutlu olursak çevremize de mutluluk saçarız ve dünya daha da huzurlu bir yer olur. Bununla birlikte insanlar arası yardımlaşma, birlik ve berberlik Allah’ın emri, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in de sünneti. Aynı zamanda fakirin, zenginin üzerindeki hakkıdır yardım etmek. Allah’ın rızasını kazanmak, huzurlu ve mutlu olmak istiyorsak hiçbir zaman paylaşmayı, başkalarına yardım etmeyi bırakmamamız lazım.”